Geri dur, geride, en geride, var oluşun da
gerisinde...
Sanrısı ve sayıklamasıdır dünyanın... Ağlamadan
gözyaşı ve gülmeden kahkaha...
Aslında giderim sadece gitmeye...
Denizkızına boyadı kendini; bir kaya
kucağında, dedi ki: Emin misin, Ben miyim...? Göğüs kafesini bölen bene
dokundum, değmeden... Ben göğsünde çizili bene dokunamıyorken, Sen içimi çizdin
denizdenkızın mavi pullarıyla...
Zahmet ve zafiyet; müptela ve müptezel...
Aslında Ben gitmiştim ama sesin kalmış
omzumda... Sesini yuttum ve sokaklar yürüdü sağımdan, solumdan, kediler sonra,
arkadaşlar, koltukta içilen çaylar ve üstümde yarımkalmışbiray... Bense durdum
ve bekledim, yuvarlaksa evren başa döner şeyler diye...
Su vardı uyurken, uyanırken ve uyanıkken,
maviyle kapatılmış...
Fanide uyudum
ve ihtişamda uyandım; kırmızı yanılsamanın beyazdaki yansımasında bir nur...
Ters
kapatılmış yeşil bir su, içime girip nefeslenen ve sonra çıkan bir duman, siyah
gökyüzü ve turuncuya düşen gölge yer...
Siyah oda ve
gölgesiz ve gitmesiz...
Ruh
tökezlerken, gönül çukurunu ağlatan bakmayış...
Ruhun tozu,
tozun ruhu...
Suyla
Yazılmış yemini ezerken solumu çarptığım morluk...
Ve
edilgenlik, bekletilmişlik ve seçilmeyence seçilmişlik...
Ruhum, nurum...?
Siyah oda,
simsiyah; susuz ve dumansız ve gidersiz...
Cezalık,
diyetlik ve aktığım kan parası, berdellik...
Ve siyah zamanın sonu; tozlarıma böldüm
etken, lime lime ettim ruhumu ve siyahtan sızan ışığa aktım ve yan ve ürkek...
Bilinçsiz bir nefes hatlar boyu serilmiş ve bej ve seçilme sebebim yüzümü vuracağım
morluğa... Umursamamayı umma ve yanlı yanılgı...
Duyulsun ama söylenmeden...
De( )mek yumuşak g ile ve(ya) y ile...
Geri dur, geride, en geride, var oluşun da
gerisinde...
Her red ediş, bir başka şeyi kabul ediştir...
Bulanma önce, sonra bulantı, sonra bulma,
sonra sanma ve sonra...
Sonrası yokluk ve yoksunluk... Yokluk varsa,
yoksunluk zaten mi yoktur dedi Kara Kız...