8/13/2011

Az alırsın, azalırsın . . .

   
Giderler...
Ve Sen az alırsın, azalırsın...
Yürürler, kaçarlar, koşarlar...

Ve ölürler...
Sen iyice az alırsın, azalırsın...

B12 takviyeli sabahlar, demirli vitaminli günler...
Saçmalarsın...
Gözlerin ıslanır, Sen ovuşturursun...

Ara sokakları kullanırsın hep, görülmeyi bile istemediğin günlerde...
Sokaklar koşar, Sen durursun...
Sokak da durunca Kediler dökülür...
Onları cepkenindeki ceplere doldurursun, Mai Dede’nin...
Hala az alırsın, azalırsın çünkü ölürler...

Aslında yürümezsin, sadece sokaklar iki yanından kayar...

Ben yokum aslında ama Siz farkında değilsiniz...
Az alırken ve azalırken Ben, Siz ölüyordunuz çünkü...
Toprak ıslak olunca, gömemedim ruhlarınızı, saçıldılar göklere...

Kediler ve deliler...
Düğünler ve cenazeler...

Gölge olduğu sürece güvendeyim ve karanlıkta her şey daha net...
Ölmeseniz; az almazdım, azalmazdım belki...

Herkes ölüyor, bir Ben ölemedim...
Ama gitgide alışıyorum . . .

12o82o112248