7/21/2011

Lavanta Kokan Hanımeli Çiçek Kıza...

Lavanta Kokan Hanımeli Çiçek Kıza...




Ağlayan çayırların göz yaşlarında boğuldum,
Kayıp Anneliği ararken...
Sulara Yazılmış sözler vardı titrek;
üzerlerine basarak geçti(ği)niz...
Ilgın ve Kızıl bir rüzgar boyarken Cihangir Meydanı'nı,
BeN kaçak bir Er'dim; Umudu olan...
Taksi duraklarınca yazılan Beklemelerde gördüm SiZLeRi;
Islak, yorgun, zayıf ve
Üşümüş...
Sarı'nın tonlarında bekledim yine de SiZLeRi...
Görmediniz beklemelerimi...
Çaldiğim Yeminleriniz ceplerimde dolu
ve ağırım,
Rüzgarlı Yağmurlar gibi...
Pinokyo olduğum Zamanlar geldi gözlerimin daldığı yere,
burnumun diregi sızladı...
Yalanlanmış Hayatları
es geçtim yine,
tahtadan bir kayıkla...
Ve Ahşaba boyalı ağaçlarda yine Kırlangıçlar ötüyordu çığlık çığlık...
Kirli ve Terli Ellerimdeki Kahverengi BeNLeRi saydım,
unutmuşken hangisi SeN...
7 Aylık doğmuş Kızının isimini,
Lavanta Kokan
Hanımeli Çiçegi koymuş,
Meydan kaldırımında oturan Çingene Kadın...
Lavanta uzun ve huzurlu Hayatmış,
Hanımeli de Narinlik...
Ama çiçekleri solmuş, küsmüş
Güneş Kavruğu Kadının...
Olsun demiş,
Özlerini vermişler ya Lavanta Kokan Hanımeli Çiçek Kıza;
7 Aylık Düşmüş hani bacak arasına...
Ay en inceymi$ O GeCe;
incecikmiş bilekleri,
Lav.k.h.ç.k da...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder