1/30/2011

Üşümüş ve Üşenmiş Yürüyorum Beyoğlu'nda...


 
  Denizaşırı Ülke gezmeleriyle çizilen Yaşlı Adam Yüzleri...
  Ellerin nasırlarıyla sayılan AşK’lar...
  Tahtaravalli kokan sek sek taşları dolu Odam ve Yatağım...
  Para kokulu ceplerdeki, kağıt mendil artıkları ve Leblebi Tozu Boyalı Bakkal Amcalar...
  Daktilo şeritlerine basıyorum Fotoğrafları...
  Ve Tunalı Hilmi Caddesi kesiyor İstiklal’i... Arpa boyları, Tramvay yolları geçiyor ışıltılı mağazaların içinden... Paketlenmiş Sevgiler parlak torbalara dolduruluyorken, kaçmak lazım Sahil’e... Merdivenlerdeki AşK’lara takılırken ayaklarım, karşı Kıyıya koşuyorum ıslanmış paçalarımla...

  Nedir ki Boş Çerçeve İmgesi...?
  Ya da ne değildir ki...?
  Doluyor işte, herhangi bir Sabitlenmiş An’la...
  Kibrit Kokulu paspartuları SiM’le kaplıyorum...
  Niye ki...?

  Üşümüş ve Üşenmiş, yürüyorum Beyoğlu’nda; yokmuşumcasına, yoklarmışçasına...
  Niye sızlıyor ellerim...?

  Boyama Kitapları vardı ve Nova Colour marka, pastel taklidi boyalar... İki dağın arasından Güneş’in doğmasıydı, en büyük çizili DüŞ’üm... Ve üç tane Martı, Güneş’e süzülen...
Noktaları birleştirerek bulduğumuz ördekler ve Alice... Harikalar Diyarı’ndaki Kedi’nin gülücükleri vardı, Çocukluğumun Kaldırımlarında...
  Anahtar deliğinden Büyümeler...
  Susam Sokak’ında açılan Kafeleri adımlıyorum, kulağımda Minik Kuş’un turuncusu... Alkol kokuyor Kurabiyeler... Anasonlu, mayalı... Kurbağanın öğrettiği Rakamlarla sayıyorum hala AŞK’larımı... Ondan mıdır Aksaklığım...? Leblebi tozlu ıslıklar işitiyorum, Çocukluğumun Mahallesi’nden...
  Ay Aydınlığı GeCe’lere AşıĞıM; İnsan ışıklarının çizmediği...
  Kadife Kanatlı Kelebek Günleri çizili, Resmin arkasındaki Beyaz’da...

  Kahve çekirdeği kaplı Yollar, Pamuk Tarlalarına çıkar mı...?

Pamuk Helvası Pembeliğindeki Bebekler ağlıyor...
Aspirin kokulu Beşiğimdeki,
Beyaz Oyaların sandık lekelerinde DüŞ’lerim...
Ameliyat masasında kurulan Çilingir Sofralarındaki
Küf kokulu Peynirlerde DüŞ’üşlerim...



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder