2/02/2011

Sualsiz Meylerle Ulanmış Aşklar...

      Ulanmış AşKLaR yaşıyorum; Sessizlikten SeSe doğru... YüReĞiMDeN Çizgiler çizili BeYNiMe; BeYNiMiN Çürüklüğünü, KaLBiMe getirmeye...
Ulanmışlıkta neler kaybolur ki...? Eskiyi yad edemezken, Yeniyi hazmedememek...
MiDeMDe biriken, kenarları yırtık ve yanık Sarı Fotoğraflar... Her bir Kare kaybedilmiş An’larla çizilmiş... Fotoğrafların Fotoğrafını çekiyor Kokuşmuş Soluklar... Midem bulanıyor...
ANNE nerede ki...?

Geri dönememek... En çok da ilk Soluğa... Aldığın tüm Nefesleri geri solumak... Tüm kirliliğini Beyaz sulara yatırmak... Akan Suda; suçu, Günahı, ihaneti, Yalanı ve Kirlenmeyi okumak...

Sualsiz Meyler getirin BaNa...! Suallerle oyulmamış Kadehlerle...

Kiliselerde kaldı ELLeRiM, ıssız koylarda ve uçsuz bucaksız zeytinliklerde...
Adaları karalara bağlamalı... Kara’ya boyanmalı Kediler... Ve Ölülerle, Deliler sevişmeli, Kedili Sokaklarda...
Tabaklarla boyanmış Arnavut Kaldırımlarda olmalı Cenaze Törenlerini ıslatan Yağmurlar...
Mekanik Fırtınalar kopmalı... İplerle BeYNiMe bağlı ağaçlar köklerinden sallanıp şimşekler çakmalı; büyük Kırmızı kamyonlar üzerinde...
Seksenler’de dönmeli porselen biblolar ve Beyaz Kelebekler konmalı Kızıl Pikaplara...
45’lik AşK’lar parlamalı iki Senedir çıkarılmayan Siyah takım elbiselerde...
Fenerlerle aydınlanmalı, tabutlardaki eski AşK’lar...
Üzerinde Parlak balıkların oynaştığı çakıldan Yollar, kulübeleri Denize bağlamalı...
Rakı Sofraları illa ki Gazete Kağıtları üzerine kurulmalı...
Otel odalarındaki küçük ucuz kokulu şampuanlar azalmalı; Beyaz çarşaflar terlemeli ki her doğan GüN’le yenilensin...
Lobiler İnsan kokmalı; yorgun ve Kaçık...
Adalar Karalara bağlanmalı...

Ve sualsiz Meyler getirin BaNa...
Sualden oyulmamış Kadehlerle...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder